Erkeðin kadýna karþý vazifelerini Ýslam kitablarý uzun uzun yazmaktadýr. Biz, buraya uygun, kýsa ve faideli olduðunu görerek, Erzurumlu Ýbrahim Hakký hazretlerinin (ölümü: 1195: Siirt, Tillo), Marifetname kitabýnda olaný aynen aþaðýda bildiriyoruz:

Ey aziz! Erkeðin hanýmýyla görüþmesinde, otuz þeyi yapmasý lazýmdýr:

Ona karþý her zaman, güzel huylu olmalýdýr.

Ona karþý her zaman, yumuþak davranmalýdýr.

Eve gelince hanýma selam vermeli (yani selamün aleyküm demeli) ve nasýlsýn? diye hatýrýný sormalýdýr.


Çocuklarý terbiyede; ona yardým etmelidir. Çünkü, bebek, anasýna gece-gündüz aðlayýp, hiç rahat vermez. Onu insafsýzca üzen bir alacaklýdýr. O halde, ona imdat edene, Allahü teâlâ yardým eder.

Hanýmýna, memlekette adet olan elbisenin, çamaþýrýn en kýymetlisini giydermelidir. Ev içinde, her istediði güzel þeyleri giydirmelidir. Sokaða çýkarken, bunlarý da örtmeli, yabancýya göstermemelidir.

Ýyi þeyler yedirmelidir. Zengin ise, helal olan herþeyi almalýdýr. Ona geniþ, kullanýþlý, sýhhi ve Ýslam hanýmýna yakýþan elbise ve nefis ta'am te'min etmeyi, kendine borç bilmelidir.

Nafakasýný sýkmamalý, israf da etmemelidir. Ailenin nafakasýna verilen paranýn sevabý, sadaka sevabýndan daha çoktur. Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdu ki: “Gaza için sarfedilen, köle azad etmek için, fakire sadaka vermek için ve evindekilerin nafakasý için sarfedilen altýnlarýn en üstünü ve sevabý çok olaný, evin nafakasýna verilen altýnýn sevabýdýr.”

Hiç olmazsa haftada bir kere tatlý yedirmelidir. Yemeði yalnýz yememelidir, çoluk - çocukla yemek sevabtýr. En mühim þey, nafakayý, helalden kazanýp, helalden yedirmektir.

Hanýmýný hiç dövmemelidr. Dünya iþlerindeki kusuru için, acý, sert söylememelidir. Kadýnlarýn kalbleri ince, nazik ve akýllarý farklý olduðundan, birbirlerine haset edenleri çoktur. Bu bakýmdan, bilhassa yeni evliler, uyanýk olmalý, ana, kýzkardeþ ve baþka kadýnlarýn, hanýmýný çekiþtirmelerine aldanmamalý, böyle þeyler söylemesine fýrsat vermemelidir. Böyle sözlere uyarak, hanýmsini incitmekten çok çekinmelidir.

Anasý, kýzkardeþleri için hanýmýnýn söylediklerine karþý da uynýk olmalý. Anaya eziyyet olunmasýna hiçbir suretle göz yummamalýdýr. Anasýna, kendisi, hanýmý ve çocuklarý, herhalükârda saygý göstermelidir. Ana-babaya, kayýnvalide ve kayýnpedere hürmet, hizmet edilmesi birinci vazife olmalýdýr. Büyüklerin rýzasýný, duasýný almaða çalýþmalý, hayýr dualarýný büyük kazanç bilmelidir.

Allahü teâlâ'nýn emirlerini yapmak hususunda olan kusuru için, bir günden çok dargýn durmamalýdýr.

Hanýmýnýn huysuzluklarýný, yumuþak karþýlamalýdýr. Çünkü, kadýnlar, eðri kaburga kemiðinden yaratýlmýþtýr. Akýllarý ve dinleri erkeklerden azdýr. Erkeðe emanet olunmuþlardýr. Gülerek tatlýlýkla geçinmek için alýnmýþlardýr.

Hanýmýnýn ahlakýnda bir deðiþiklik görürse, kabahati kendinde bulup, ben iyi olsaydým, o da böyle olmazdý, diye düþünmelidir. Evliyadan birinin hanýmý, huysuz idi. Buna hep sabreder, soranlara derdi ki, eðer onu baþarsam, ona sabredemiyen biri alýr da, ikisinin birden felakete düþmelerinden korkarým. Büyükler buyurmuþ ki, bir kimse ailesinin huysuzluðuna sabrederse, altý þey ziyandan kurtulur: Çocuk dayaktan, tabak-bardak kýrýlmaktan, ahýrdakiler dövülmekten, kedi sövülmekten, misafir gücendirilmekten, elbise yýrtýlmaktan kurtulur.

Hanýmý kýzýnca, susmalýdýr. Böylece kadýn, piþman olup, özür dilemeðe baþlar. Çünkü, o zayýftýr. Susunca maðlup olur.

Hanýmýnýn iyiliði çoðalýp, her iþi seve seve yapýnca, ona dua etmeli ve Allahü teâlâ'ya þükür etmelidir. Çünkü uygun bir kadýn büyük ni'mettir.

Hanýmý ile öyle olmalýdýr ki, kocam beni herkesten çok seviyor, bilsin!

Bakkal, kasap, çarþý, pazar iþlerini asla ona býrakmamalý. Evin idaresinde, onun fikrini sormalý. Dýþarýdaki büyük iþleri söyleyerek, onu üzmemelidir.

Hanýmýnýn cahilce hareketleri için, daima uyanýk bulunmalýdýr. Çünkü Âdem babamýz, ehli olan Havva anamýzýn daveti üzerine, yanlýþ iþ iþledi. Evde hakim, amir, erkek olmalýdýr. Kadýn deðil.

Hanýmýnýn, günah olmayan kusurlarýný görmezlikten gelmelidir. Günah iþ ve sözden vazgeçmesini ve namaza, oruca ve gusül abdesti almaða devam etmesini tatlý ve yumuþak sözlerle nasihat etmelidir. Kýymetli elbise ve ziynet eþyasý alacaðýný va'dederek ibadetleri yaptýrmalý, günahlarýný önlemelidir.

Hanýmýnýn ayýplarýný, sýrlarýný, herkesten gizlemelidir.

Hanýmýna latife, þaka yapmalý ve kadýnýn seviyesine inip onu hoþnud etmelidir. Nitekim, Allahü teâlâ'nýn sevgilisi "sallallahü aleyhi ve sellem", ezvac-ý mutahharasýna karþý, insanlarýn en zarifi idi. Hatta bir kerre Âiþe radiyallahü anha ile yarýþ etti. Âiþe validemiz geçti. Bir daha yarýþ ettiklerinde, Server-i alem (sallallahu aleyhi ve sellem) geçti. Müslümanýn ehli ile oynamasý, boþ ve günah deðildir, sevaptýr.

Hanýmýný cadde üstünde, parklara, oyun yerlerine, spor sahalarýna, mekteplere karþý olan evlerde oturtmamak, yabancý erkekleri görmesine, onlarla konuþmasýna sebep olmamaktýr. Müslümanlar, ailesini, iyi havalarda, çayýrlara, su kenarlarýna, haram bulunmayan, kalabalýk olmayan yerlere götürerek gezdirmeli, hava aldýrmalýdýr. Tatil günlerinde, kalabalýk zamanlarda gezdirmemelidir.

Hanýmýný tahsile, vazifeye, fitneye sebep olan yerlere göndermemektir.

Hanýmýna Kur'an-ý kerim okumasýný, farzlardan, haramlardan ona lazým olanlarý, öðretmelidir.

Haným, yalnýz evde, kocasýna karþý süslenip, baþka kimselere süslenmemelidir.

Hanýmýndan izinsiz sefere, hatta nafile hacca gitmemelidir. Sefer, insanýn adi yürüyüþü ile üç gün, üç gecelik yani 104 km.lik yoldur.

Hanýmý namaz kýlýyor ve erkeðine itaat ediyorsa, ondan baþka evlenmemelidir. Zira hanýmlarý arasýnda adalet ve eþitlik yapmýyanlar Cehenneme gideceklerdir. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Ýki hanýmý olup da, ikisine eþit bakmayan kimse, kýyamet günü, mahþer meydanýna yarýsý eðrilmiþ olarak gelecektir."

Hanýma, gamýný, kederini, düþmanlarýný, borçlarýný söylememelidir.

Ona, yanýnda ve yanýnda olmadýðý zamanlarda, hep hayýr dua etmeli, fena dua etmemelidir. Çünkü, gece-gündüz onun için çalýþmaktadýr. Onun ekmekçisi, aþçýsý, terzizi ve hamamcýsý ve malýnýn bekçisi ve yoldaþý ve munisi ve yarý ve nigarýdýr. (Ma'rifetnamenin yazýsý burada tamam oldu.)

Ýmam-ý Gazali buyuruyor ki, "Erkeðin vazifelerinden onikincisi, hanýmýný boþamamasýdýr. Zira Allahü teâlâ, bütün mübahlar [yani izin verdiði þeyler] içinde yalnýz, talak vermeyi [yani boþanmayý] sevmez, zaruret olmadýkça, birini incitmek caiz deðildir."

Dinini bilen ve seven erkekler, her hareketinde dine uyarak, hem kendilerine, hem de aile ve akrabasýna ve bütün mahluklara hayýrlý ve faideli olur. Bunun için, kýzýný seven ve onun dünyada ve ahirette mes'ud olmasýný isteyen, kýzýný Müslüman ve salih kimselere vermelidir. Mal ve apartman ve mevki sahibi deðil, din ve ahlak sahibi damat aramalýdýr. Peygamberimiz buyurdu ki, "Bir kimse, kýzýný fasýka verirse, Allahü teâlâ'nýn emanetine hiyanet etmiþ olur. emanete hiyanet edenlerin gideceði yer, Cehennem'dir." Bir hadis-i þerifte buyuruldu ki: "Kýzýný fasýka veren kimse, mel'undur."

Fasýk, kendini ve ailesini haramlara, günahlara sokan k
imsedir